Eski adı “Virancık” olan yerleşme, Kahramankazan ilçe merkezinin kuzeybatısında ve ilçe merkezine 6 km uzaklıktadır. 1688 metre rakımlı ve Ayaş (Balaban) dağlarının bir üyesi olan Hızır Tepesi’nin güneydoğu düzlüğünün yamacında, Harmanboğazı denilen tabansız vadi içinde yer alır. 1070 metre rakımlı olup, Dutözü, Çiğir, Günbaşı, Kahramankazan (Fatih Mahallesi) şehir merkezi, Yassıöeren ve Sarıayak köyleri ile komşudur. Nüfusu 191'dir. Fundalık, mera ve kuru tarım alanlarına sahip yerleşmenin arazisi I.nci, VI.ncü ve VII.nci sınıf olup, toprak yapısı kahverengi, kahverengi orman, kireçsiz orman toprağı ve alüvyaldır. Orman köyü olan bölgede orman bakiyesi tüylü meşe ve karaçamlardan oluşan fundalıklar ile yer yer ardıç, ahlat ve alıç ağaçları görülür. Meralarda ise yavşan otu, kekik, geven ve devedikeni görülür. Yerleşmenin kuzeydoğusunda ve doğusunda, yerleşme arazisi içinde “Şehir Ormanı Piknik Alanı” koruluğu bulunmaktadır. Delikayıncık mevkiinde yapılan araştırmalarda taşlaşmış hayvan fosilleri bulunmuş ve “Sinap Formasyonu”na dahil edilmiştir. 1989 yılından beri de Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi tarafından uluslararası bir projeyle “Sinap Formasyonu” araştırmaları sürdürülmektedir. Yerleşme merkezinde Sinap araştırmalarında bulunan fosillerin muhafaza edildiği bir merkez bulunmaktadır. Hızır Tepesi yamaçlarından beslenen ve mevsimsel yağışlara bağlı Karanlık (Kozdere) Deresi üzerinde, köyün ileri gelenlerinden Ahmet Özçubuk’un önderliğinde, sulama amaçlı, DSİ tarafından 1995- 1996 yılları arasında yapılmış bir gölet bulunmaktadır. Zonlu toprak dolgu tipi olan göletin yüksekliği temelden 29 metre olup, 31 hektar sulama alanı vardır. Gölette sazan balığı avlanır. Bölge antik çağlardan itibaren devamlı iskan sahası olmuştur. Bağözü mevkiinde Bizans dönemine ait kale kalıntıları ile bu çağlara ait izler görülür. 1100 yılından itibaren bölgeye Oğuz Türkmen boyları gelmiş, Bizans döneminden kalma virane olmuş bu köye yerleşmişler ve adını “Virancık” koymuşlardır. 1463 yılında “Virancık” Köyü “Mürted Ova” idari birimine bağlı bir yerleşmedir. Fatih Sultan Mehmed’in oğlu Sultan II. Bayezıd adına, 1486 yılında Amasya Valisi Şehzade Ahmet tarafından Amasya şehir merkezinde; cami, medrese, imaret, türbe, şadırvan ve çeşmeden ibaret bir “külliye” yaptırılmış, külliyenin giderleri için de bazı köylerin yıllık gelirleri vakfedilmiştir. 1530 yılında Virancık (Örencik), Yenice (viran olan köylerden) ve Saru Ayaklu (Sarıayak) köylerinin yıllık vergi geliri Amasya’da bulunan II. Bayezid Külliyesine vakfedilir. Bu tarihlerde üç köy toplam 113 hane, 42 mücerred (bekar erkek), 1 yaşlı, yaklaşık 608 nüfuslu ve yıllık vergi hasılatı 11.493 akçedir. Oğuz Türkmen boylarının iskanını sağlayan “gaziderviş”lerden “Şeyh Azîz” bölgede bir zaviye kurar ve zaviyenin giderleri için bir mezra vakfeder. Mezrada 2 hane (10 kişi) bulunmakta ve yıllık geliri de 200 akçedir. Tımar sahiplerinden ve askeri sınıftan olan Emir Yakûb, Virancık Köyü’nde bir mezrayı vakfeder. Bu mezrada 17 nefer bulunmakta ve yıllık hasılatı 400 akçedir. Ayrıca Eymür-Taylu ve Virancık köylerinde “Vakf-ı ber vechi Cebelüyan”a ait 13 hane, 1 mücerred (bekar erkek), yaklaşık 66 nüfus barınmakta ve bunlardan alınan yıllık hasılat ise 2.509 akçedir. 1571 yılında Virancık (Örencik), Yenice ve Saruayaklı (Sarıayak) köylerinde 210 kişi yaşamakta ve köylerin yıllık geliri 11.493 akçe olup, Amasya’da bulunan Sultan II. Bayezid Medresesi ve İmareti’ne vakfedilmiştir. Oruç Fakih tarafından da, Virancık (Örencik) Köyü’nde otuz müdlük bir yer “evlatlık vakıf” olarak vakfedilir. Bu yerin yıllık geliri ise 400 akçedir. Kızılcahamam ilçesine bağlı Örencik (Virancık) Köyü ile Kahramankazan ilçesine bağlı Örencik (Virancık) Köyü’nü birbirinden ayırt etmek için bölge insanı tarafından “Çakmak Örencik” ve “Leblebici Örencik” adıyla anılmıştır. Osmanlı belgelerinde adı geçen ve Örencik Köyü’ne yakın olan “Yenice” köyü daha sonraki yıllarda meydana gelen “celali” saldırıları sonucu terkedilmiş, ahalisi Örencik Köyü’ne veya başka yere göç etmişlerdir. Yerleşmede kesme küfeki taşından yapılmış, iki kurnalı, kitabeli tarihi bir çeşme bulunmaktadır. Osmanlıca kitabede: “Maşallah. Sahibü’l-hayrat vel hasenat el-hacı Ta- tar, gaffarallahü lehü … valideyhi vel cemi’il-mü’minin. 1237/1822” ibaresi yazılıdır. Kitabeden çeşmenin 1822 yılında “Hacı Tatar” tarafından yapıldığını öğreniyoruz. 1845 yılında Murtazaabad kazası İstanos (Zir) nahiyesine bağlı olan Virancık (Örencik) Köyü’nde 68 vergi mükellefi bulunmaktadır. 1845 yılında Nitancık köyü muhtarı Dazır oğlu Süleyman, köy camii imamı ise aynı köyden Cavcı oğlu Hâcı Hasan’dır. Köyde en varlıklı kişi ise Dazır oğlu Osman’dır. 1845 yılında Virancık Köyü’nde ikamet eden hane reislerinin isimleri ve meslekleri şöyledir: Cavcı oğlu Hâcı Hasan (imâm ve çiftçi), Ali (bağ bekçisi), Halil (çiftçi), Hüseyin (çoban), İsmail (çiftçi) ve Ömer (çiftçi). Dazır oğlu Süleyman (Muhtar, çiftçi) ve Osman (çiftçi). Bağcı oğlu Osman (ırgad) ve Ömer (hizmetkâr). Cıccık oğlu Ali (hizmetkâr) ve Mehmed (zurnacı). Çodur oğlu Bekir (çiftçi), Hasan (çiftçi), Hüseyin (çiftçi), Mehmed (çiftçi), Mehmed (ırgad) ve Yetîm Kamil. Çivici oğlu Ali (çiftçi) ve Hasan (çiftçi). Eğri oğlu Mustafa (çiftçi) ve Ömer (çiftçi). Hacı İmâm oğlu İpek (çiftçi) ve Yetîm Mehmed (çoban). Hasan Koca oğlu Hasan (çiftçi) ve Mahmud (ırgad). Himmet oğlu Köpür Hasan (merkebci) ve Mustafa (çiftçi). Mirsad oğlu Abidin (çiftçi), Halîl (çiftçi), Mehmed (çiftçi) ve Yetîm Hasan. Abidin oğlu İbrâhîm (çoban), Abidinli oğlu Ali (ırgad), Ahmed oğlu İsmail (bu tarihte vefat etmiş), Ali Bacak? oğlu Ali (bağ bekçisi), Ali Küçük oğlu Ömer (ırgad), Arab oğlu Hüseyin (ırgad), Berber oğlu Berber İsmail (berber), Beyazıd oğlu İbrâhîm (çiftçi), Bilal oğlu İsmail (talebe), Bînamlı oğlu Ali (çoban), Cüce oğlu Ahmed (çoban), Çoban oğlu Mehmed (ırgad), Deli Hacı oğlu Veliyüddin (su yolcusu), Deli Hasan oğlu İbrâhîm (çoban), Deli Osman oğlu Habîb (ırgad), Dodo oğlu Hüseyin (ırgad), Hacı Ali oğlu Ahmed (talebe), Hacı oğlu Mustafa (çiftçi), Hasan Dede oğlu Mehmed (talebe), Hatîb oğlu Ahmed (katırcı), Helvacı oğlu Yetîm Ali (asker), Hurdacı oğlu Mustafa (asker), İmâm Hüseyin oğlu Osman (ırgad), Kalaycı oğlu Mehmed (ırgad), Kara Mustafa oğlu İsmail (çiftçi), Kasnakçı oğlu Meh- med (çiftçi), Köçekçi oğlu Ahmed, Kürt Ali oğlu Mehmed (ırgad), Mence oğlu Hüseyin (çoban) ve Ömer (çoban). Sakalsız oğlu Osman (merkebci), Süleyman oğlu Mehmed (dilenci), Şurbalı Osman oğlu Hüseyin (ırgad), Yeleci Mehmed (çiftçi), Yusuf oğlu Hüseyin (ırgad) ve Ömer (ırgad). Bu yıllarda köyde tarım, bağ-bahçe işleri, tütün ekimi, büyük ve küçükbaş hayvancılık yapılmakta, gurbette eğitim görenler ile su yolcusu (su yollarının bakımını yapan kişi), berber, merkebci (merkeble nakliyecilik yapan kişi) ve zurnacı gibi meslek sahibi kişiler bulunmaktadır. Ayrıca iki kişi bağ bekçisi olduğuna göre iki ayrı mevkide üzüm bağlarının olduğunu göstermektedir. Örencik Köyü, Cumhuriyet döneminde Ankara-Merkez kazasının Zir nahiyesine, daha sonraki yıllarda Karalar, Bitik ve Kahramankazan nahiyelerine, Kahramankazan’ın ilçe olması ile birlikte Kahramankazan’a bağlanır. Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin kararıyla mücavir alan sınırlarına dahil edilir ve orman köyü statüsü muhafaza edilir. 1935 yılında 585 olan nüfusu, 1960 yılında 801 kişiye ulaşır. 1961 yılında komşu Kahramankazan Köyü’nün nahiye merkezi olması üzerine, Ankara-İstanbul karayolunun kenarına evler yapmaya başlamışlar ve buraya yerleşmişlerdir. 1971 yılında Kahramankazan Belediyesi’nin kurulması ile köyden göç hızlanır ve genellikle Örenciklilerin yerleştiği Fatih Mahallesi Kahramankazan’ın bir mahallesi olur. Böylece köy nüfusunda da bir azalma görülür. 1980 yılında 500, 1990 yılında ise nüfusu 273 kişiye düşer. 2007 yılı adrese dayalı nüfus sayımı- a göre nüfusu 118 kişidir. 1940 yılında lisans tezi hazırlamak için Örencik köyüne gelen Mehmet Tuğrul, köy hakkında özetle şunları yazar: Vakıflar kanunu değişmeden önce Örencik köyü öşrü (yıllık vergi geliri), Amas- ya İkinci Bayezid Camii vakfına ait olduğu için, köyden askere gidenler “evkaf uşağı” adı altında sevk edilir. Köyün nüfusu tahminen 750 kişidir. En yaşlı kişiler Çakır Ahmed’in 80 yaşındaki hanımı Ayşe hanım ile 76 yaşında olan Hasan Atalay’dır. Ahalinin tamamı çiftçi olup, demirci, dülger (marangoz), yapıcı ve berber mesleğini icra edenlerde vardır. Köyde arpa, buğday, yulaf, burçak, nohut, mercimek, fiğ ve kavun-karpuz ekimi yapılır. Beş çift at, 105 çift öküz koşumu, üç pulluk ve altı at arabası vardır. 500 dönüm üzüm bağı vardır. Koyun, tiftik keçisi ve sığır yetiştirilir. “İmece” ve “delikanlı teşkilatı” vardır. Girit’ten gelen bir kadın köyde halk hekimliği ile uğraşır. Yerleşmenin tarım alanlarının çoğunluğu ovaya uzanan seki ve birikinti konileri üzerindedir. Kuru ve sulu tarım için uygun olan bu alanlar günümüz- de yapılaşmaya açılmıştır. Örencik üzüm bağları ile de meşhurdur. “Eriklikol”, “Gümedoruğu”,“Sarsıçeşmesi” ve “İçmeçayı” bağları meşhur olanlarıdır. “Kayaağzı”, “Pamuklu” ve “Kiremitlik” mevkile- rinde eski ören yerleri bulunmakta iken günümüz- de tamamen kaybolmuştur. Tekkesırtı, Karakaya, Çakıllar, Ahlat tarlası, Köşeli, Körçayı, Pamukluk, Suaylık, Kırkdönümler, Çayırderesi, Ortaöz, Gavurtepesi, Kocagöl, Kezbanpınarı, Yamak, Tilkini, Arpalıklar, Sarıkol, Kapuyeri ve Ardıçlıyazı mevkileri yerleşmenin önemli mekanlarıdır. Sulama amaçlı göleti vardır. Hafta sonu piknik yapmaya elverişli mekanlar bulmak mümkündür. Örencik’te Harmanlar mevkiinde bulunan “Sancı Taşı”nın etrafında, sancılanan hayvanların yedi kez dolandırılmaları halinde iyileşeceğine inanılır. Hastalar “Dede Palamudu” denen ağacın dibindeki çamura yatırılır ve orada uyutulursa iyileşeceği inancı yaygındır. Dilek tutulup bu ağaca bez bağlanır. Bölgede yetiştirilen ürünler buğday, arpa, kavun, karpuz ve fasulye. Bağ ve bahçelerde ise bölgede yetişen meyve ağaçları görülür. Sülale isimleri: Ömerler (Güler), Çavuşlar (Atak), Karaömerler (Codur), Çaydaroğulları (Peker), Kadıhüseyinler (Şentürk), Hatipler (Öztürk), Yanikiler (Yıldıztepe), Mülazımlar (Atalay), Gömmeciler (Demirtaş), Karagümüşler (Ayaş), Çobanzalifler (Kuşdemir), Karagüdükler (Koç), Co- şomarlar (Özer), Damatlar (Ertürk), Kırlar (Ertürk), Eğriler (Özçubuk), Vırvırılar (Yalçınkaya), Güssomlar (Bergama), İkizler (Pehlivan), Kocaosmanlar (Yener), Tahirefendiler (Gültaş), Halimefendiler (Altıntaş), Ismarlamalar (Çiçek), Aliosmanlar (Elagöz), Bekirler (Işıkcan), Haydarlar (Yavuz), Güdükahmetler (Yaldır), Ganimeler (Aygüler), Karazalifler (Aybiden), Topalahmetler (Gökçe, Şahbaz), Mavılar (Demirhisar), Kelmehmetler (Gültepe), Habibler (Karakaya), Gubuzlar (Dişbudak), Karakocalar (Aydoğan), Kelmustafalar (Ertunç), Arifdayılar (İzgi), Demircihidayetler (Sertçelik), Musdalaklar (Çınar, Atkoşanlar ve Erdoğanlar), Sadullahlar (Toprakbahar), Mahirler (Yurtsever) ve Çakırizzetler (Demirer). İlköğretim taşımalı olarak Kahramankazan’da sürdürülmektedir. İçme suyu şebekesi mevcut olup, kanalizasyon şebekesi yoktur. Ulaşım yolu asfalttır. Camisi vardır. Çok amaçlı köy konağı bulunmaktadır. Köyün geleneksel yemekleri ile örf ve adetleri komşu köylerle aynıdır.